2.11.13

(bu dünyadan vazgeçenin kahramanına ağıt ve çağrı)

Ben her şeyimi senden öğrendim Kovboy,
Adil dövüşmeyi,
Güzel konuşmayı,
Aşık atmayı, yazmayı,
Güzel bakmayı senden öğrendim.
Senden daha iyisini düşünebildiğimi düşünecek kadar düşünmeyi de öyle.
Bunca kendimi kanıtlamayla geçirdiğim zamana lanet ediyorum.
Senden uzakta ve sen yaşarken üstelik.
Yapamayacağımı söylediğin şeyleri yapabilmeyle uğraşırken
Öğrendiğim en iyi şeylere de lanet ediyorum.
Bir daha konuşamayacağız,
Bir daha kendimizi yerleştirdiğimiz o kovboy filmlerini izleyemeyeceğiz.
Bir daha seninle kimseyi tanıştıramayacağım.
Yeni yeni anlıyorum biliyor musun,
Ömür gerçekten uzun.
Seni özlemek için fazla uzun.
Bununla yaşayamıyorum.
Amacından şaşmış bir buluş gibi,
Yanlış hastalığa kullanılan ilaç gibi,
Ortalıktayım.
Gidecek yerim yok.
Sana denk sayılacak bir büyüğüm yok.
Güya sonradan anlamazdım hiçbir şeyi
Her şeyi erken çözmüş olmakla övünürdüm
Şimdi hiçbir silaha uymayan mermi gibiyim.
Patlayacağım ama nasıl.
Toprağı öldüremem.
Tanrıyı öldüremem.
Hiçbir şey yok intikam alabileceğim.
Sen nasıl yaşadın.
Senin senin gibi bir baban var mıydı.
Gülüşünü özledim.
Milyon kere dinlediğim o hikayelerini.
Sen benden daha hayat doluydun, nasıl öldün.
O hayatı nereye bıraktın.
Şimdi anlıyorum neden hep yalnız uyuduğunu.
Annem gibi bir kadına rağmen.
Bu dünyaya bizim için gelmemiştin.
Ama o kıymetli ömrünü, zamanını ve bitmeyen gücünü
Hep bizim için harcadın.
Biz buna değiyor muyuz.
Keşke o rahme hiç girmeseydim.
Seninle ölme şerefine nail olurdum.
Senin kanserinim şimdi ben,
Bu dünyada canlı unuttuğun.
Nasıl bir yerdesin, orası sana layık mı bilmiyorum.
Sana layık bir kanser olabilecek miyim.
Senin bir zamanlar var olduğunun kanıtı olup,
Bu çirkin hayata karşı dimdik durabilecek miyim.
Gerçekten yapayalnızız.
Yapayalnızım.
Kalabalık evimizde senin olduğun gibi.
Taşların bile korktuğu sarayı tek başına koruyabiliyordun.
Ben yeni doğmuş gibiyim, dünyanın beş para etmez bir yer olduğunu bilerek.
Durmadan ağlıyorum bu yüzden.
Neye adamalıyım kendimi baba.
Hangi baltaya sap olacağım.
Neye rağmen, ne için yaşayacağım.
Başımı kuma gömmüştüm sen varken.
Sana emanetti her şey nasılsa.
O kuş tüyünü dünya yükü sandığım zamanlar
Meğer ben kuş tüyüymüşüm dünyada.
Şimdi uçup gidiyorum.
Senin gibi bir kartaldan koptuğumu kim bilecek.
Bir kartala dönüşebilecek miyim.
Her şey kapkaranlık.
Beni çağır baba.
Lütfen beni çağır.
Eğer o suyun öte yanına geçme hikayeleri doğruysa
Ve sen beni çağırırsan
Su olup gelirim yanına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder