25.1.16

02.03.14

Hep bir şeyleri iyileştirmeye çalıştım
Güç verdim
Destek oldum
Ama güçlenmiş hallerinden de nefret ettim hep

En yardıma muhtaç ben olduğum belli olmasın diye mi
Herkese yardım etmeye çalıştım?

Ama bir gün birisi görecek değil mi?
Birisi durup sadece
Biliyorum, çok yorgunsun
Hiçbir şey söylemene gerek yok
Dinlen biraz
Ben buradayım diyecek

Tanrım o sen misin?

Uykularım bozuk
Bu dünyayla rüyalar arasında sıkışıp kaldım
Beni kim en iyi tanıyor?

Tanrım o sen?

Üstüme büyük yükler yükledim
Suçlayabileceğim kimse yok
Duygularımı nasıl anlatsam
Dünyayı üzerime kurmuşlar gibi
Ezginim

İnsanlardan önce olasılıklar geliyor

Bu dünyaya ait olmadığımızı biliyordum
Ama bu kadar da değildik
Kimse benim kadar aitsiz değil

Kafamı derin çukurlara bastıra bastıra ağlamak
Tanrının bile duyamayacağı bir yer bulup ağlamak
Ağlamak ağlamak
Kendimi gözümden akıtıp
Yok olmak istiyorum

Bir tek yaşama sanatına yeteneğim yok tanrım
O olmayınca diğerleri de bir işe yaramıyor biliyor musun?

Benden daha genç olan babamı aldın
Beni ne zaman alacaksın?

Dünyada gidecek yerim yok

Bütün bu denizler, karalar
Bütün bu geniş göğe
Ben sığamıyorum

Hayır, büyüklüğümden değil

O kadar küçük, kırılgan ve şeffaf kaldım ki
Nereye düşsem üzerinden kayıyorum

Ölümdür belki de kendine sabit ve emin bir yer edinmenin tek yolu

Belki ölemem bile
Öyle garip bir heba olmuşluk

Artık yazamıyorum
Değer veremiyorum anlatmaya

Affet beni tanrım.
Sen her şeyi çok güzel yazmıştın da
Ben üstüne mürekkebi devirdim galiba.

(taslaklardan.)


19.12.13

Köreliyorum
Dünyam kayıp
Dünyaya bakan gözlerim kayıp
Bütün sevdiklerim ellerimden kayıp
kayıp gidiyor.
İnsan kendisini seviyor eninde sonunda.
Kendisini sevmek zorunda kalıyor.
O kadar kaybediyor ki sevdiklerini,
Onları bir yerde bütün tutabilmek için
Kalbinin içinde bir oda kurup
O odayı onlara veren evi, kendisini, zorla seviyor.
Nereye gideceğim?
İçimde akan kan bile benden uzak.
En yakınım ruhum, ruhum bile bana yabancı.
Nereye gideceğim?
Neyin peşine düşecek, neyi yanıma alıp götüreceğim?
Rüyalarım bile alay ediyor gerçeğimle.
Kime sarılsam boşluğuma az geliyor.
Yetmiyorum dünyaya.
Ki dünya da beni pek ölçülü kullanmıyor.
Kendi hayatımın korkuluğu ben
Korkutan ben, kaçan ben.
Artık anlatamıyorum.
Bütün bu insanlar yalanlar bekliyor benden, içlerini rahatlatmak için.
Her şey yolundaymış gibi sanmak,
Var olmayan şeylere inanmak,
Kendilerini değerli bulmak için, yalanlar bekliyorlar.
Kimin ruhu var ki gözünden yansısın?
Herkes kendi cesedini giydiriyor her gün.
Herkes her gün cenazesini bir başka cenazeye katıyor.
Herkes kendi mermerinin tozunu alıp, adını yazıyor her gün.
Ve bu bir yaşamak şekli, öldüğünden habersizlerin.
O kadar yalnızım ki.
Suçlusu yok yalnızlığımın.
Bırakıp gideni, dönmeyeni yok.
Gelmişi yok, geçmişi yok yalnızlığımın.
Sanki bir duraktım ezelden beri,
Yolculuklar hep bende başlıyor, bende biten yok.
Kimselere anlatılamayan anıların birikintisiydim.
Gelenin geçenin sırlarını tükürdüğü.
Kimseyi boğmayan nehirdim.
Kimsenin fiyakasını bozamayan su birikintisi.
Bugün hayvanların gözünden baktım.
Ne kadar yalnızlar bu şehirde.
Ben de en az bir hayvan kadar, yalnızım.
O kadar alışmışlar ki yalnızlıklarına, yalnızlıklarını fark eden yalnızları da görmüyorlar.
O kadar ümitsizler ki hayattan, hiçbir zaman bakılması gerekene bakmıyorlar.
Her şey gelip geçen bir gölge onlar için.
Her şey değersiz, fani.
19.12.13
Gerçi, zaten her zaman böyle değil miydi?
Boş ver, içelim kedi. Şerefe!
(bu yazı taslaklardaymış. son iki cümle şimdi.)
26.01.16