20.1.12

Ket vuruğu


08 Ağustos 2011 Pazartesi, 02:48

Olabilemeyecekleri göze aldım
Olacakları kenara bıraktım
Ve herşeyin olacağına da
Varacağına da
Öpücük attım
Zamanı bekletemiyorum bebeğim
Zamana nazım geçmiyor
Biraz daha ekletemiyorum
Ve 5 soda içtim hala gazım geçmiyor
Ben şansını zorlayan ve bozan
Şansının namusundan sorumsuz
Namusun şahsından
Ve aklın namlusundan belirsiz
Ben yaşayamıyorum
Yaşlanamıyorum bebeğim
Bana genç öl
Bana genç ol diyorlar
Ölamıyorum
Asılsız iddiacı gibi
Vakti gelmezken bir türlü savunmanın
Bir oda dolusu belgeler
Ve bir tuvalet rulosu kanıtlar
Tezgahın üzerinde açılmamış bantlar
Aklanmayı bekleyemiyorum bebeğim
Suçsuz olduğum gerçeği aleyhime
Ve delil ağaçtan toplanmıyor
Ayaklarımı toprağa gömdüm ve denedim
Ruhum ağaçlanmıyor bebeğim
Adıma bir koruluk
Korkuluk yahut kolluk kuvvetleri
Ve bütün bu benzer kelimelerin
Güç çağrışımı ve kovuşumu
Bana etki etmiyor
Bir gün şu veya bu olmak
Beni ilgilendirmekten ziyade
Daha da ilendirirken
Bana ne olacağımı söyleme
Bana hiçbir şey yetmiyor bebeğim
Salıncakta sallanır gibi
Güleç astığım beden
Kurumuyor.
Eskisi yok edilmeden
Yeni bir düzen kurulmuyor
Ben olsam benden kaçardım demek
Yükümü hafifletmez
Ve yüküm sırtımla bağ kurdu bebeğim
Yüküme dokunduğumda beni hissediyor
Yükünün yükü oldun diyor
Keşke bu kadar saf olmasaydın
Belki beni yolumdan döndürebilir
Kendi ellerimle öldürebilirdin
Yanlış eğitilmiş bir nesil gibi
Boşa gidiyorum
Kendimle birliksiz
Ve gelecekten mahrum
Halbuki ne kadar seviyordum
İnsanları ölmeyecekmiş gibi
Her sabah andımızı okumak
And dağlarını küçültmüyor bebeğim
İstesem de aşamıyorum
Aslında istemiyorum da
Yine de gideceğim
Sana bir kartpostal
Ya da kartopu atar
Bulunmaz bir çiçeği üzerine eklerim
Olmadığı gibi bıraktım
Dolmadığı gibi kovada olanı da döktüm
Su akarken doldurduğum testiyi başıma
Testinin kulpunu karşıma geçirdim
Öğürüyorum, yüzüme çocukluğum bulaşıyor
Öğürüyorum, paçalarımdan saflık akıyor
Öğürüyorum, beynimde gök gürüldüyor
Beni anlamak için daha çok insan tanımalısın
Çünkü ben tanıdığım her insandan birer damla zehirle
Ve kahrolası anlamak ve kahrolası iyi niyet ve kahrolası bu şehirde
Nasıl yaşıyorsam
Öyle ağlamalısın
Üç tarafı dehlizlerle çevrili yarım adamı
Ve bir tarafı sen
Sen de bütün bu karşı durduğum her şeyden biraz biraz
Bir barındırıyor bir arındırıyorken
Öğürüyorum, ruhumdan akıyorsun
Bu testi artık taşıyamaz bebeğim
Bu çeşme artık kilit tutmaz
Ve tutmadığın gibi
Ve bulutmadığın gibi
Şimşekleri ve yıldırımları ve bütün yağmurları
Cebimde götürüyorum
Bardaktan boşanır gibi boşandık
Çocukları istediğin zaman gömebilirsin

9.1.12

Kilit

Kahine gerek yok
Hayatımı benden daha iyi kimse mahvedemez

Hiçbir yeteneğini kullanamayan
Hiçbir yüzünü tam gösteremeyen
Korkudan tir tir sağlam duran
o enayi benim

Yolunu bulamayan
Aklını veremeyen
Kalbini sunamayan
Bir türlü karar veremeyen
İnsan gibi yaşamasını bilmeyen
o geri zekalı benim

Kendimi bir bok sanırdım
Ölürsem bir amaç uğruna ölür, kahraman olurum falan
Ama ben bu gidişle anca tembellikten öleceğim

Görenlerin ayağını kaydırıp hayrete düşüren sözde zekama
Hiçbir gerçeğe tutunamayan sanatıma
İyilik meleği gibi duran suratıma
Dolayıma teferruatıma sokayım

Hatalar yapmışımdır
Bu kadar ince elleyip sik dokurken
İşe yaramazlığıma ulvi bir misyon bulurken
Çok yazarken az okurken
Boş beleş temelsiz konuşurken
Belki de hepinizi kırmışımdır

Benden intikam almanıza gerek yok
Ben zaten kendime
Hak ettiğim ya da etmediğim her şeyin intikamıyım

Baybayın.